Adalet Bakanlığı, Türk yargı sisteminde köklü değişiklikler yaparak vatandaşın adalete erişimini kolaylaştırmayı ve yargı süreçlerini önemli ölçüde hızlandırmayı hedefleyen 6. Yargı Reformu Paketi'ni Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sundu. Uzun süredir üzerinde çalışılan bu paket, özellikle hukuk davalarındaki uzun bekleme sürelerini kısaltmayı, istinaf ve temyiz süreçlerindeki yığılmaları azaltmayı amaçlıyor. Reformun temel felsefesi, yargıda dijitalleşmeyi artırmak ve uyuşmazlıkların çözümünde alternatif yolları daha etkin kullanmaktır.
Arabuluculuk ve Basit Yargılama Ön Planda
Paketin en kritik maddelerinden biri, arabuluculuk sisteminin kapsamının genişletilmesidir. Artık, ticari davaların yanı sıra, bazı tüketici ve iş hukuku uyuşmazlıklarında da dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getiriliyor. Bakanlık, arabuluculuk yoluyla çözülen uyuşmazlık sayısını artırarak mahkemelerin iş yükünü azaltmayı ve vatandaşların daha kısa sürede haklarına kavuşmasını hedefliyor. Ayrıca, basit yargılama usulünün uygulanacağı dava türlerinin kapsamı da genişletiliyor. Bu usul, özellikle küçük çaplı alacak davaları ve idari para cezalarına ilişkin itirazlarda daha hızlı ve sade bir süreç sunacak.
Yargı Kalitesini Artıracak Mesleki Gelişim
Reform paketi, sadece süreçleri hızlandırmayı değil, aynı zamanda yargı kalitesini de yükseltmeyi amaçlıyor. Hakim ve savcıların mesleki uzmanlaşmasını teşvik edecek yeni eğitim programları zorunlu hale getiriliyor. Özellikle fikri mülkiyet, bilişim ve çevre hukuku gibi özel alanlarda ihtisas mahkemelerinin kurulması hedefleniyor. Paketteki bir diğer önemli yenilik ise, istinaf mahkemelerinin etkinliğini artırmaya yönelik düzenlemelerdir. Temyiz yoluyla Yargıtay'a giden dosya sayısının azaltılması ve istinaf mahkemelerinin karar verme yetkilerinin güçlendirilmesi planlanıyor. Hukuk camiası, paketin bu maddelerini olumlu karşılarken, uygulamanın yargı bağımsızlığı üzerindeki etkilerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguluyor. Yasa teklifinin Meclis Komisyonları'nda detaylıca görüşülmesi ve hızla yasalaşması bekleniyor. Bu reform, Türkiye'nin hukukun üstünlüğü endekslerindeki konumunu güçlendirme yolunda atılmış stratejik bir adım olarak görülüyor.
