Türkiye’de kamu görevlileri ve memur emeklilerinin 2026-2027 yıllarına ilişkin maaş zamları için geri sayım başladı. Hükümet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmelerinde memur sendikalarına ilk zam teklifini sundu. Buna göre, 2026 yılının ilk altı ayında yüzde 10, ikinci altı ayında yüzde 6, 2027 yılında ise iki dönem için ayrı ayrı yüzde 4’lük maaş artışları öngörülüyor.

Toplu sözleşme masasında önemli bir dönemeç olarak görülen bu teklif, kamu çalışanları ve emekliler açısından maddi durumlarını doğrudan etkileyecek. Memurlar, zam oranlarının ekonomik koşullar ve enflasyon oranlarıyla uyumlu olup olmadığı konusunda sendikalar aracılığıyla görüşlerini iletmeye devam ediyor. Bu kapsamda sürecin ilerleyişi, hem çalışan kesimler hem de kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.

Hükümetten memura ilk zam teklifi

Türkiye’de kamu çalışanlarının ve memur emeklilerinin maaş artışları, her iki yılda bir yapılan Kamu Toplu Sözleşmesi ile belirleniyor. 2025 yılının Ağustos ayında başlayan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çatısı altında yürütülen 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri, 2026-2027 yılları için geçerli olacak zam oranlarını netleştirmek üzere devam ediyor.

Bu süreçte, Kamu İşveren Heyeti, sendikalarla yoğun istişare ve müzakereler gerçekleştiriyor. 5 Ağustos 2025 tarihinde tamamlanan ön müzakerelerin ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından kamuoyuna ilk zam teklifi duyuruldu. Teklif, 2026 yılı için yüzde 10 ve yüzde 6, 2027 yılı için ise her altı ayda yüzde 4 olarak belirlendi. Bakan Işıkhan, teklifin henüz ilk aşama olduğunu, müzakerelerin sürdüğünü ve nihai kararın karşılıklı görüşmelerle şekilleneceğini ifade etti.

Maaş artışları, memurların ekonomik refahını artırmanın yanında, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesi açısından da kritik önem taşıyor. Bu nedenle hem hükümet hem de memur sendikaları, dengeli ve sürdürülebilir bir zam oranı üzerinde uzlaşma sağlamayı hedefliyor.

Toplu sözleşme görüşmelerinin arka planı ve önceki dönem zam oranları

Kamu çalışanlarının ücretlerini belirleyen toplu sözleşmeler, Türkiye’de sosyal diyalog mekanizmasının temel taşlarından biri olarak kabul ediliyor. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri, 2002’den bu yana kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarının geliştirilmesi hedefiyle yürütülen politikaların devamı niteliğinde.

Erdoğan: Türkiye dünya arkeolojisinde ilk sırada
Erdoğan: Türkiye dünya arkeolojisinde ilk sırada
İçeriği Görüntüle

Geçmiş dönemde uygulanan zam oranları, enflasyon ve ekonomik koşullar doğrultusunda şekillendi. 2024-2025 döneminde memurlara verilen zamlar, yaklaşık olarak yıllık yüzde 8 ile yüzde 15 arasında değişmişti. Ancak son dönemlerde artan enflasyon oranları ve ekonomik belirsizlikler, memur maaşlarına yapılacak zam konusunda hem hükümet hem de sendikalar arasında hassas dengelerin oluşmasına yol açtı.

Toplu sözleşme görüşmelerinde, sendikalar memurların alım gücünün korunması için daha yüksek zam oranları talep ederken, hükümet mali disiplin ve bütçe dengesi açısından temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Bu durum, pazarlık masasında karşılıklı tavizler ve yeni önerilerle aşılmaya çalışılıyor.

Resmî açıklamalar, sendika talepleri ve kamu çalışanlarının beklentileri

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, toplu sözleşme sürecinin adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde yürütüldüğünü vurgulayarak, “Mali disiplin ile çalışanlarımızın refahını dengeleyerek sürdürülebilir bir büyüme sağlanacak” dedi. Bakan, hükümetin önerisinin kamu çalışanlarının beklentilerine karşılık vermeye yönelik ilk adım olduğunu ve görüşmelerin devam edeceğini belirtti.

Memur-Sen ve KESK gibi büyük memur sendikaları ise teklif edilen zam oranlarının yetersiz olduğunu savunuyor. Sendikalar, özellikle yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri karşısında daha yüksek artışların yapılmasını talep ediyor. Ayrıca, emekli maaşlarında da iyileştirme ve sosyal haklarda geniş kapsamlı düzenlemeler gündemde.

Toplu sözleşme sürecinin ilerleyen aşamalarında, sendikaların talepleri ve hükümetin mali imkanları arasında dengeli bir çözüm aranacak. Kamu çalışanlarının beklentileri, ekonomik veriler ve siyasi ortam bu sürecin seyrini belirleyecek en önemli faktörler olarak öne çıkıyor.

Ekonomik değerlendirme ve bütçe disiplini perspektifi

Türkiye ekonomisi, son yıllarda yaşanan küresel ve yerel dalgalanmalara rağmen büyüme trendini korumaya çalışıyor. Ancak enflasyon oranları ve kamu maliyesindeki dengeler, kamu çalışanlarına yapılacak zamların sınırlarını belirliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı da toplu sözleşme görüşmelerinde aktif rol alarak bütçe disiplini çerçevesinde tekliflerin şekillenmesine katkı sağlıyor.

Hükümetin zam teklifinde, ekonominin sürdürülebilirliği, kamu açıklarının kontrolü ve çalışanların refahı arasında optimum bir denge kurulmaya çalışıldığı görülüyor. Uzmanlar, önerilen zamların mevcut enflasyon oranlarına göre sınırlı kalabileceğini, bu nedenle müzakerelerin titizlikle yürütülmesi gerektiğini belirtiyor.

Ayrıca, toplu sözleşme süreci sadece maaş artışlarından ibaret olmayıp, sosyal haklar, çalışma koşulları ve diğer özlük haklarını da kapsıyor. Bu nedenle ekonomik değerlendirme, daha geniş bir perspektifte ele alınıyor.

Türkiye’de kamu görevlileri ve memur emeklilerinin maaşlarına ilişkin zam oranları belirlenirken toplu sözleşme görüşmeleri yoğun tempoda sürüyor. Hükümetin 2026-2027 dönemini kapsayan ilk zam teklifi, yüzde 10, 6 ve 4’lük dilimlerle sendikalara sunuldu. Sendikaların talepleri ve ekonomik koşullar doğrultusunda bu oranların nasıl şekilleneceği, kamu çalışanları tarafından merakla bekleniyor.

Toplu sözleşme masasında sürdürülen görüşmelerin şeffaf ve adil bir şekilde devam etmesi, çalışanların haklarının korunması ve ülke ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Antalya Haber olarak gelişmeleri yakından takip edecek, tüm yeni bilgileri okurlarımızla paylaşmaya devam edeceğiz.