Mersin'in Toroslar ilçesinde yaşayan 60 yaşındaki doğa tutkunu Hüseyin Durer, sağlığını korumak için çıktığı doğa yürüyüşlerini bir tutkuya dönüştürdü. 8 yılda Ağrı'dan Erciyes'e kadar tırmandığı zirvelerden topladığı 2 binden fazla değerli taşı, ofisinde adeta bir müzeyi andıran bir koleksiyonda sergiliyor. Durer'in en büyük hayali ise bu koleksiyonu kalıcı bir "taş müzesi" ile taçlandırmak.
Psikolog Kızının Tavsiyesiyle Başlayan Şifalı Hobi
Her şey, Hüseyin Durer'in psikolog kızının tavsiyesiyle 8 yıl önce başladı. Hem zihinsel hem de bedensel sağlığına iyi gelmesi amacıyla başladığı doğa yürüyüşleri, zamanla profesyonel bir dağcılık tutkusuna evrildi. Gittiği her tırmanışta ve gezdiği her bölgede, doğanın kendisine sunduğu eşsiz taşların enerjisini ve güzelliğini fark eden Durer, bu taşları toplamaya başladı. Durer, "Doğada yaptığım yürüyüşlerin ve bu taşların bana iyi geldiğini düşünüyorum. Onlardan enerji aldığımı hissediyorum," diyerek hobisinin şifalı yönünü vurguluyor.
Türkiye'nin Zirvelerinden Toplanan Göz Alıcı Bir Koleksiyon
Hüseyin Durer'in 6 yıllık bir emekle oluşturduğu koleksiyon, Türkiye'nin en yüksek zirvelerinin izlerini taşıyor. Ağrı, Süphan, Erciyes ve Hasan Dağı gibi çok sayıda yüksek rakımlı bölgeden özenle toplanan 2 binden fazla taş, ofisinin duvarlarını süslüyor. Koleksiyonda yer alan bazı değerli taş türleri şunlar:
-
Ametist: Mor rengi ve sakinleştirici enerjisiyle bilinen kuvars türü.
-
Ateş Opali: Göz alıcı renk oyunlarına sahip değerli bir opal çeşidi.
-
Oniks: Siyah ve beyaz bantlarıyla bilinen bir kalsedon türü.
-
Kalsedon: Mumsu parlaklığı ile dikkat çeken kriptokristal kuvars.
-
Obsidiyen: Volkanik cam olarak da bilinen doğal bir cam türü.
-
Kalsit ve Kuvars: Doğada en yaygın bulunan minerallerden bazıları.
Durer, taş uzmanlarından aldığı bilgilerle koleksiyonundaki her bir parçayı titizlikle sınıflandırıyor ve bakımlarını yapıyor.
Ofisten Müzeye: Bir Hayalin Peşinde
Merkez Toroslar ilçesindeki ofisi, artık bu değerli koleksiyona ev sahipliği yapmakta zorlanıyor. Durer, "Ofisim küçük olduğu için birçok taşımı sergileyemiyorum. Gelecekte bir 'taş müzesi' açmayı düşünüyorum," diyor. Ofisinin önünden geçenlerin bile camdan gördükleri taşlara hayran kalarak içeri girdiğini ve koleksiyonu incelemek istediğini belirtiyor.
Bu tutkusuyla çevresine de ilham veren Hüseyin Durer, birçok arkadaşına da taş toplama hobisini aşıladığını ve onların da gittikleri gezilerden kendisi için taş getirdiğini mutlulukla anlatıyor.