Deprem Vefatlarında Kimliklendirme Başarısı Yabancı Uzmanları Şaşırttı

Adli Tıp Kurumu (ATK) Malatya Grup Başkanı Doç. Dr. Mücahit Oruç, Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen büyük depremlerde gerçekleştirilen adli işlemlerin başarısını Antalya'da düzenlenen 'Uluslararası 20. Adli Tıp Günleri'nde yabancı meslektaşlarıyla paylaştı. Doç. Dr. Oruç, Türk Adli Tıp Kurumunun deprem sonrası yürüttüğü hızlı ve titiz kimliklendirme çalışmalarının uluslararası uzmanlar tarafından takdirle karşılandığını belirtti.

Doç. Dr. Oruç, yoğun bilgi kirliliğinin yaşandığı bir dönemde hızla organize olduklarını ve uluslararası geçerliliği olan kimliklendirme işlemlerini başlattıklarını söyledi. Kendilerini ikinci depremde bile yakalayan süreçte, beden bütünlüğü bozulmuş ve yakınları olmayan on binlerce cenazenin otopsi ve kimliklendirme işlemlerini yürüttüklerini aktardı.

Yabancı Uzmanlar ATK Altyapısına Şaşırdı

Uluslararası kongrede tecrübelerini paylaşan Oruç, Amerika'dan Güney Afrika'ya, Orta Asya'dan Rusya'ya kadar birçok ülkeden gelen bilim insanlarıyla bir araya geldiklerini ifade etti.

"Türkiye genelindeki 11 ilde iki hafta içinde kimliklendirme işlemini büyük başarı oranıyla bitirdik. Bu kadar kısa sürede ve bu kadar doğruluk payıyla yapabilmemize yabancı adli tıp uzmanları şaşırdı. Türkiye'nin özellikle Adli Tıp Kurumunun altyapısının gücünün farkına vardılar."

Doç. Dr. Oruç, yapılan titiz çalışmalar sonucunda, vücut bütünlüğü bozulduğu için ilk aşamada kimliklendirilemeyen yaklaşık 10 bin vatandaşın yüzde 96 doğrulukla biyolojik çalışmalarla tespit edilerek cenazelerinin yakınlarına teslim edildiğini açıkladı. Bu çalışmalar sayesinde, "binlerce insanın öldüğü, hiçbirine ulaşılamadığı" yönündeki bilgi kirliliğinin önüne geçtiklerini de vurguladı.

Kimlik Tespiti İçin Farklı Yöntemler Kullanıldı

Kimliklendirme sürecindeki zorlu vakalara da değinen Oruç, teknolojik altyapının ve tecrübenin önemini anlattı. Örneğin, beton bloklar arasında iki parçaya ayrılmış ve yüz/gövde kısmı olmayan bir cenazenin, bacak kısmında tespit edilen platinin tıbbi kayıtlardaki bel fıtığı ameliyatı bilgisiyle eşleştirilerek hızla kimliklendirildiğini ve ailesine teslim edildiğini belirtti.

Ayrıca depremde hayatını kaybeden yabancı uyrukluların kimliklendirilmesinde de farklı yöntemler kullanıldı. Özellikle kayıp başvurusu olmayan yabancılar ve refakatçisi bulunmayan 16 yaşındaki Suriyeli bir kız çocuğunun kimliği, Türkiye'ye girişte alınan parmak izi kayıtlarıyla eşleştirilerek tespit edildi. Oruç, bu süreçte dil, din veya ırk ayrımı yapmaksızın herkese aynı hassasiyetle yaklaştıklarını kaydetti.

Kaynak: AA