Antalya'nın antik kentlerindeki sırları aydınlatan arkeologların hikayesi. Perge'den Karain'e, binlerce yıllık mirası gün yüzüne çıkaran o isimler kimler?

Toprağın Altındaki İmparatorlukları Gün Yüzüne Çıkaran İsimler

Antalya denince akla gelen masmavi deniz ve görkemli tatil köylerinin ardında, binlerce yıllık medeniyetlerin fısıltılarını barındıran devasa bir tarih yatıyor. Peki, bu sessiz fısıltıları tüm dünyanın duyabileceği bir sese dönüştüren, toprağın altındaki sırları sabırla gün yüzüne çıkaran kahramanları ne kadar tanıyoruz? Antalya haber gündeminin kültürel yüzünü oluşturan Perge, Side, Olympos ve Karain gibi antik hazineler, hayatlarını bu topraklara adayan arkeologların omuzlarında yükseliyor. İşte Antalya'nın tarihini yeniden yazan o değerli bilim insanları ve onların inanılmaz öyküleri.

Perge'nin Babası: Prof. Dr. Arif Müfit Mansel

Antalya'nın Aksu ilçesindeki görkemli Perge antik kenti, sütunlu caddeleri ve devasa tiyatrosuyla ziyaretçilerini büyülüyor. Bu büyüleyici yapının sistemli bir şekilde ortaya çıkarılmasını sağlayan isim, Türkiye'de arkeolojinin kurucu babalarından Prof. Dr. Arif Müfit Mansel'dir. Mansel'in başlattığı kazılar, Perge'nin Roma dönemindeki ihtişamını anlamamızı sağladı ve onu, Antalya'nın en çok ziyaret edilen ören yerlerinden biri haline getirdi. Onun vizyonu ve bilimsel disiplini, Perge'nin anıtsal kapılarından stadyumuna kadar her taşta yaşamaya devam ediyor.

Bir İkon: Türkiye'nin İlk Kadın Arkeoloğu Prof. Dr. Jale İnan

Arkeoloji dünyasının duayen ismi Prof. Dr. Jale İnan, sadece bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir ilham kaynağıdır. Ömrünün büyük bir kısmını Perge ve Side antik kentlerine adayan İnan, yürüttüğü titiz çalışmalarla sayısız eseri gün ışığına kavuşturdu. Tüm dünyanın konuştuğu "Yorgun Herkül" heykelinin alt yarısını Perge'de bularak eserin ait olduğu topraklara geri dönmesini sağlayan kahraman odur. Jale İnan, azmi ve tutkusuyla Antalya'nın arkeolojik kimliğine silinmez bir imza atmıştır.

Antalya’nın binlerce yıllık tarih yolculuğu
Antalya’nın binlerce yıllık tarih yolculuğu
İçeriği Görüntüle

İnsanlığın Kökenine Yolculuk: Prof. Dr. Işın Yalçınkaya ve Karain Mağarası

Antalya'nın sadece antik Yunan ve Roma'dan ibaret olmadığını, insanlık tarihinin en eski izlerini taşıdığını kanıtlayan yer Karain Mağarası'dır. Bu eşsiz mağaradaki kazıların başkanlığını uzun yıllar yürüten Prof. Dr. Işın Yalçınkaya, Paleolitik döneme ait bulgularıyla dünya arkeoloji literatürüne geçti. Onun ve ekibinin bulduğu el baltaları, kemik aletler ve fosiller, on binlerce yıl önce Antalya'da yaşamın nasıl olduğunu gözler önüne seriyor. Yalçınkaya sayesinde Karain, sadece bir mağara değil, insanlığın ortak hafızasına açılan bir kapı haline geldi.

Likya'nın Işığını Parlatan İsim: Doç. Dr. Yelda Olcay Uçkan

Kumluca'nın eşsiz doğası içinde saklı Olympos Antik Kenti, Likya'nın en önemli limanlarından biriydi. Bu "Tanrıların Şehri"nin gizemlerini aydınlatma görevini ise Doç. Dr. Yelda Olcay Uçkan ve ekibi üstlendi. Uçkan'ın başkanlığında yürütülen kazılar, Olympos'un şehir planını, sosyal yaşamını ve ticari ilişkilerini ortaya çıkararak Likya medeniyetine dair paha biçilmez bilgiler sundu.

Bu isimler, Antalya'nın sadece turistik bir cazibe merkezi değil, aynı zamanda dünya çapında bir kültür ve tarih mirası olduğunun en büyük kanıtıdır. Onların yıllar süren emekleri sayesinde bugün Antalya'nın zengin geçmişinde gururla gezebiliyor, medeniyetlerin izlerini sürebiliyoruz.

Muhabir: Çağrı Yıldırım