Kuzey Kutbu efsanesini unutun! Tüm dünyanın sevdiği Noel Baba'nın gerçek hikayesi, Antalya'nın antik kenti Myra'nın sıcak topraklarında başladı.
Her yıl Aralık ayında tüm dünyayı saran kırmızı-beyazlı neşenin, hediye dolu kızakların ve bacadan giren tonton dede figürünün ardındaki gerçek hikayenin aslında Antalya'nın ılık Akdeniz ikliminde başladığını biliyor muydunuz? Antalya haber bültenleri genellikle turizm ve tarım rekorlarıyla dolup taşarken, şehrin Likya kıyıları, dünyanın en bilinen kültürel ikonlarından birinin, yani Noel Baba'nın gerçek vatanı olma unvanını sessizce taşıyor.
Kuzey Kutbu'nda ren geyikleriyle yaşadığına inanılan Noel Baba efsanesinin kökeni, aslında M.S. 4. yüzyılda Antalya'nın Demre (o zamanki adıyla Myra) ilçesinde yaşamış olan Piskopos Aziz Nikolaos'a (St. Nicholas) dayanıyor. Çocukların, denizcilerin ve yoksulların koruyucusu olarak bilinen bu tarihi kişilik, cömertliği ve gizlice yaptığı yardımlarla tanınıyordu.
Bacadan Atılan Altınlardan Dünya Çapında Bir Efsaneye
Aziz Nikolaos hakkında anlatılan en meşhur hikayelerden biri, fakir bir babanın çeyiz parası olmadığı için evlenemeyen üç kızına yardım etmesidir. Kimliğini belli etmeden kızların evinin bacasından içeri üç kese altın attığı rivayet edilir. Kuruması için şöminenin başına asılmış olan çorapların içine düşen bu altınlar, bugünkü "çoraplara hediye bırakma" geleneğinin ilham kaynağı olmuştur. Aziz Nikolaos'un bu ve benzeri yardımseverlik hikayeleri, nesilden nesile aktarılarak zamanla Noel Baba efsanesine dönüşmüştür.
Demre: Milyonların Ziyaret Ettiği Kutsal Mekân
Bugün Demre'de bulunan Aziz Nikolaos Anıt Müzesi (Noel Baba Kilisesi), her yıl dünyanın dört bir yanından gelen yüz binlerce Hristiyan ve meraklı turist tarafından ziyaret ediliyor. Özellikle Ortodoks Hristiyanlar için büyük bir hac merkezi olan kilise, Aziz Nikolaos'un piskoposluk yaptığı ve öldüğünde defnedildiği yer olarak kabul ediliyor. Kilisenin içindeki freskler ve lahit, bu tarihi kişiliğin anısını canlı tutuyor.
Antalya'dan Dünyaya Yayılan Miras
Aziz Nikolaos'un ölümünden sonra kemiklerinin bir kısmı İtalyan denizciler tarafından Bari'ye kaçırılmış olsa da onun mirası ve ruhu Demre'de yaşamaya devam ediyor. Aziz Nikolaos'un mirası, vefatından sonra da hareketli bir tarihe sahne olmuştur. Myra'da defnedilen azizin kemiklerinin büyük bir bölümü, 11. yüzyılda bölgeye gelen Barili tüccarlar tarafından alınarak İtalya'nın Bari kentine götürülmüştür. Bu olay, Nikolaos'un hem Katolik hem de Ortodoks dünyasında neden bu kadar yaygın bir şekilde tanındığını ve adına neden Bari'de de büyük bir bazilika bulunduğunu açıklar.
Anma Töreni Düzenleniyor
Bu tarihi miras, günümüzde de Demre'nin kültürel ve turistik kimliğinin merkezindedir. Her yıl 6 Aralık'ta düzenlenen anma törenleri, dünyanın dört bir yanından gelen Ortodoks Hristiyanları bir araya getirir. Ayrıca, kilisenin zemininde son yıllarda yapılan jeoradar taramaları, mevcut lahdin altında, Aziz Nikolaos'un orijinal mezar odası olabilecek boşlukları ve bir tapınak zeminini ortaya çıkarmıştır. Bu keşifler, bölgedeki arkeolojik heyecanı ve gelecekte yeni bulgulara ulaşma umudunu canlı tutmaktadır.
Denizci, Nasıl Kuzey Kutbunda Olabilir?
Peki, Akdenizli bu cömert piskopos, Kuzey Kutbu'nda yaşayan, kırmızı elbiseli ve tonton bir figüre nasıl dönüştü? Bu dönüşüm, Hollandalı göçmenlerin "Sinterklaas" geleneğini Amerika'ya taşıması ve 19. yüzyılda yazılan şiirler ile özellikle 1930'lu yıllarda dünyaca ünlü bir içecek markasının reklamlarında kullanılan çizimlerle popüler kültürde bugünkü Noel Baba imajının yerleşmesiyle tamamlanmıştır. Dolayısıyla Antalya'da başlayan bu iyilik hikayesi, binlerce kilometre ötede ve yüzlerce yıl sonra bile şekil değiştirerek yaşamaya devam etmektedir.
Evrensel Bir Hikâyeye Dönüştü
Her yıl 6 Aralık'ta, Aziz Nikolaos'un ölüm yıldönümünde Demre'de anma törenleri düzenleniyor. Yani bir dahaki sefere karla kaplı bir çatı ve bacadan inen Noel Baba figürü gördüğünüzde, bu sevimli efsanenin doğduğu yerin aslında kar yerine portakal çiçeklerinin koktuğu, Akdeniz güneşiyle ısınan Antalya toprakları olduğunu hatırlayın. Bu, Antalya'nın dünyaya armağan ettiği en sıcak ve en evrensel hikayelerden biridir.