Antalya

Antalya tarım sektörü kırmızı alarmda

Türkiye'yi besleyen Antalya'da çiftçiler artan maliyetler nedeniyle üretimden çekiliyor. Bu durum market fiyatlarını ve gıda güvenliğini nasıl etkileyecek?

Abone Ol

Türkiye'nin kışlık sebze üretiminin başkenti olarak bilinen Antalya'nın bereketli toprakları üzerinde endişe verici bir sessizlik hâkim. Bir zamanlar hummalı bir çalışmanın olduğu binlerce dönümlük seranın bir kısmı artık boş bekliyor. Artan maliyetler, öngörülemeyen iklim koşulları ve pazar sorunları karşısında direnemeyen üreticiler, dede yadigarı topraklarını ekmekten vazgeçiyor. Antalya haber gündeminin en kritik ekonomik konusu olan bu durum, yalnızca bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp, tüm ülkenin gıda arz güvenliğini tehdit eden bir alarm ziline dönüşüyor.

Maliyetler Cephedeki Ateş Gibi: Bir Seranın Gider Defteri

Sahadaki üreticilere göre, en büyük darbe gübre, tohum ve enerji maliyetlerinden geldi. Son iki yılda döviz kuruna bağlı olarak gübre ve fide fiyatları yüzde 300'ü aşan artışlar gösterdi. Seraları kışın dondan korumak için kullanılan elektrik ve kömür maliyetlerindeki artış ise üreticinin kâr marjını tamamen eritti. Bir dekar domates serasının sadece bir sezonluk masrafının yüz binlerce lirayı aştığını belirten çiftçiler, bu riski almanın her geçen yıl daha da zorlaştığını ifade ediyor.

İklim Değişikliği: Beklenmedik Düşman

Maliyet krizine eklenen bir diğer büyük sorun ise iklim değişikliği. Eskiden öngörülebilir olan hava koşulları, artık üretici için bir kumara dönüşmüş durumda. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan ani dolu yağışları ve hortumlar binlerce dönüm serayı yerle bir ederken, yaz aylarında rekor kıran sıcaklıklar ve su kaynaklarındaki azalma, ürün rekoltesini ve kalitesini ciddi şekilde düşürüyor.

Sahadan Sesler: "Seneye Ekeceğimiz Meçhul"

Kumluca'da üç nesildir çiftçilik yapan 45 yaşındaki Mehmet Ateş, durumu şu sözlerle özetliyor: "Dedemden kalma bu topraklarda üretim yapmak her geçen yıl daha da zorlaşıyor. Masraflarımızı çıkardığımızda elimize ya bir şey kalmıyor ya da borçlu çıkıyoruz. Bankaya olan borcumuzu ödeyemezsek, bu seraları seneye boş bırakmaktan başka çaremiz yok. Ne yapacağımızı, seneye ne ekeceğimizi bilmiyoruz" dedi.

Domino Etkisi: Tarladan Markete Zincirleme Reaksiyon

Antalya'daki seraların boş kalması, zincirleme bir reaksiyonu tetikliyor. Üretimin azalması, halde fiyatların yükselmesine, bu da doğrudan büyük şehirlerdeki market ve pazar etiketlerine yansıyor. Uzmanlar, Türkiye'nin en büyük tedarikçisi olan Antalya'da üretimin sekteye uğramasının, gıda enflasyonunu daha da körükleyeceği ve gıda arz güvenliğini riske atacağı konusunda uyarıyor. Türkiye'nin serası Antalya, tarihinin en zorlu sınavlarından birini veriyor. Tarladaki bu sessiz kriz çözülmezse, etkilerinin önümüzdeki kış aylarında tüm Türkiye'deki mutfaklarda hissedilmesi kaçınılmaz görünüyor.