Dünya

Danimarka'da Kadınlara Zorunlu Askerlik Başladı

Danimarka'da 1 Temmuz 2025 itibarıyla kadınlara zorunlu askerlik getiren yasa yürürlüğe girdi.

Abone Ol

Danimarka, savunma kapasitesini artırma hedefi doğrultusunda kadınları da zorunlu askerlik sistemine dahil eden tarihi bir adım attı. Parlamentoda 11 Haziran'da kabul edilen yeni yasa, bugünden (1 Temmuz 2025) itibaren resmen uygulanmaya başlandı. Danimarka'da artan jeopolitik gerilimler ve NATO kapsamındaki savunma hedefleri, orduda önemli bir reformu beraberinde getirdi. Bugünden itibaren 18 yaşını dolduran tüm Danimarkalı kadınlar, erkeklerle eşit şartlarda zorunlu askerlik için kura sistemine dahil edilecek.

Ülkede daha önce sadece erkekler için zorunlu olan askerlik, yeterli sayıda gönüllü bulunması nedeniyle bir kura sistemine dayanıyordu. Kadınlar ise orduya yalnızca gönüllülük esasına göre katılabiliyordu. Yeni düzenleme ile cinsiyet eşitliği temelinde, kadınlar da zorunlu askerlik kapsamına alınarak ülkenin savunmasında aktif rol üstlenecek.

Askerlik Süresi Uzatıldı, Eğitim Modeli Değişti

Yeni yasa, sadece kadınların sisteme dahil edilmesini değil, aynı zamanda zorunlu askerlik süresinin uzatılmasını da içeriyor. Daha önce 4 ay olan temel askerlik hizmeti, yeni düzenlemeyle 11 aya çıkarıldı. Askere alınacak gençler için eğitim süreci şu şekilde planlandı:

  • İlk 5 ay: Temel askeri eğitim

  • Sonraki 6 ay: Operasyonel birliklerde görev ve talimler

Hedef Daha Güçlü ve Büyük Bir Ordu

Yaklaşık 6 milyon nüfusa sahip olan Danimarka'nın mevcut profesyonel asker sayısı 9 bin civarında. Hükümet, bu reformla birlikte 2033 yılına kadar her yıl 6.500 acemi askeri orduya kazandırmayı ve böylece savunma gücünü önemli ölçüde artırmayı hedefliyor.

İskandinavya'da Üçüncü Ülke Oldu

Danimarka, bu adımıyla kadınlara zorunlu askerlik getiren üçüncü İskandinav ülkesi konumuna geldi. Daha önce Norveç 2013'te, İsveç ise 2017'de benzer reformları hayata geçirerek kadınları zorunlu askerlik sistemine dahil etmişti. Bu karar, özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası bölgedeki güvenlik endişelerinin ve savunma harcamalarının arttığı bir dönemde atılmış stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.