Lahey’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarısından bölgesel krizlere, uluslararası güvenlik meselelerinden terörle mücadeleye kadar geniş kapsamlı açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye’nin savunma harcamalarını artırarak ittifakın etkinliğine katkı sağladığını vurgularken, özellikle bölgedeki krizlerin etkileri ve çözüm yollarına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Türk savunma sanayisinin gücü ve NATO’daki stratejik rol
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye’nin savunma sanayisindeki gelişmelerin dünyada takdirle karşılandığını belirtti. “Türk savunma sanayisi bugün parmakla gösterilen bir konumda. Ülkemiz birçok alanda küresel ölçekte söz sahibi haline geldi” diyen Erdoğan, savunma harcamalarının NATO’nun hedefi olan yüzde 2’nin üzerinde olduğunu söyledi. Ayrıca, inovasyona ayrılan kaynaklar sayesinde Türkiye’nin savunma harcamalarında yüzde 5 hedefine ulaşmaya en yakın ülkelerden biri olduğunu ifade etti.
Erdoğan, sadece savunma harcamalarının artırılmasının yeterli olmadığını, ittifak içinde savunma sanayi ürünlerine yönelik ticari engellerin kaldırılmasının da önemli olduğunu vurguladı. Bu konuda müttefik ülkelerle güçlü bir dayanışma içinde olunması gerektiğini dile getirdi. NATO Genel Sekreterinin de bu konudaki yaklaşımını desteklediğini belirten Erdoğan, “Bu kuşatıcı yaklaşımın kıta genelinde hakim olmasını temenni ediyoruz” dedi.
Terörle mücadelede Türkiye’nin ittifak içinde öncü rol üstlendiğini söyleyen Cumhurbaşkanı, terör tehdidinin NATO’nun temel sorunlarından biri olduğunu ve zirve bildirgesine bu tehdidin etkili şekilde yansıtıldığını kaydetti.
Bölgesel krizler, Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze’de yaşanan insani felaket
Erdoğan, konuşmasında uluslararası gündemin en önemli başlıklarından biri olan Rusya-Ukrayna savaşına da değindi. “Ukrayna ve Rusya arasındaki yıkım ve can kayıpları her geçen gün artıyor” diyen Erdoğan, savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi için Türkiye olarak yoğun çaba gösterdiklerini hatırlattı. İstanbul’da arabuluculuk çalışmalarına başladıklarını belirten Erdoğan, “Savaşın en kısa sürede neticelenmesini umut ediyoruz. Adil bir barışın kaybedeni olmaz” ifadelerini kullandı.
Gazze’de yaşanan insani trajediye de dikkat çeken Cumhurbaşkanı, İsrail’in saldırıları nedeniyle 56 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 129 bin kişinin yaralandığını ve bölgenin yüzde 80’inin yıkıldığını açıkladı. Sağlık altyapısının büyük ölçüde tahrip olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İsrail’in engellemeleri nedeniyle Gazze’de insani felaket yaşanıyor. Uluslararası toplumun ilgili kurumlarının İsrail’in bu saldırılarını durdurmakta yetersiz kaldığını görüyoruz” dedi.
İsrail’in bölgeyi istikrarsızlaştırdığına dikkat çeken Erdoğan, bölgedeki güvenliğin ancak komşuların huzuruyla sağlanabileceğini belirtti. İran ve İsrail arasındaki gerilime ilişkin de Erdoğan, sorunun diplomasi ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladı. Ateşkesi memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Erdoğan, iki tarafın koşulsuz olarak ateşkes kurallarına uyması çağrısında bulundu.
Erdoğan, İsrailli bir gazetecinin Türkiye-İsrail ilişkilerine dair sorusuna yanıt verirken, mevcut gerginlik devam ederse aralarında barışın mümkün olmadığını ifade etti. Gazze’de yaşanan insan kayıplarını ve engellenen insani yardım sevkiyatlarını hatırlatan Cumhurbaşkanı, İsrail’i bu tavrından vazgeçmeye çağırdı.